İlahiyatçı sıfatıyla ekranlara çıkarılan bazı isimlerin zaman zaman dillendirdiği ve belli çevrelerde alıcı bulan aykırı fetvalardan biri de “Şarap dışındaki alkollü içkilerin sarhoş olmayacak kadar içilmesinin haram olmadığı” iddiasıdır. Ebû Hanîfe’ye nispet edilen ve pek çok klasik kaynağa dayandırılan bu fetvayla alakalı zaman zaman çeşitli sorulara muhatap olmamız sebebiyle gündemimize alarak izah etme ihtiyacı hissettik. … Devamını oku ““SARHOŞ OLMAYACAK KADAR İÇKİ İÇMEK HARAM DEĞİLDİR” İDDİASININ TAHLİLİ…” »
Kategori: Makaleler
Makaleler
Tasavvufa son derece sığ ve sathi düzeyde yaklaşan belli çevrelerin temcit pilavı gibi önümüze koyduğu bir slogan da: “İslâm’da ruhbanlık yoktur!” söylemidir. Sûfîlere hücum etmek maksadıyla elverişli bir argüman olarak görülen bu söylemin altının ne kadar dolu olduğunu görmek üzere bir tahlil yapma ihtiyacı hissettim. Zira bu gibi sloganlarla bütün meseleleri üstün körü çözmek gibi … Devamını oku “İSLAM VE RUHBANLIK” »
Bu yazımda, çoğunlukla önüme düşen bir paylaşım karşısında tepkisel reflekslerle ve çoğu kere de kadınların nefsine ağır gelebilecek ifadelerle üstün körü yazdığım “erkeğin kadından üstünlüğü” ve “kavvâm”lık meselesini biraz daha tafsilatlı bir biçimde izaha çalışacağım. Yoğunlukla kadın özelinde ele alınan “kavvâm” kavramı, İslâm’ın yüklediği kocalık ve babalık sorumluluklarını reddetmeye itilen günümüz erkekleri için de vurgulanmayı … Devamını oku “KUR’ÂN’DA AİLE REİSLİĞİ: KAVVAM ERKEK” »
Her sene yılbaşının yaklaşmasıyla birlikte Müslüman ülkeler de Batılılar gibi -hatta onları da geçerek- çeşitli süslemeler, kampanyalar ve programlar yapmakta, bu geceyi kutlamaya hazırlanmaktadır. İslam ümmetiyle ne dini ne örfî anlamda hiçbir bağı bulunmayıp tamamen Hristiyan dünyasından toplumumuza intikal eden bu kutlamalara maalesef müslümanlar da iştirak etmekte ve “Ben Noel kutlamıyorum, yılbaşı kutluyorum” diyerek meşruiyet … Devamını oku ““BEN NOEL KUTLAMIYORUM, YILBAŞI KUTLUYORUM” SÖYLEMİNİN TAHLİLİ” »
Her sene Ramazan-ı Şerif ayının girmesiyle birlikte dini alanda farklı söylemler üretme çabaları ekranlara yansımaktadır. Bunların önemli bir kısmı “hâlif-tu’raf/ farklı şey söyle, tanın” kabilinden gayelere matuftur; yani gündeme gelebilme arzusu… Bir kısmı ise bazı dini meseleleri sözde kolaylaştırma adına ortaya atılan fevri fikirlerdir; bu sebeple çoğunlukla da sağlam temeller üzerine oturtulmadan piyasaya sürüldüğünü görmekteyiz. … Devamını oku ““Peygamberimiz (s.a.s.) Malatya’da yaşasaydı orucu hurmayla değil kayısı ile açardı” söyleminin tahlili” »
“HZ. HATİCE DE TÜCCARDI” Modern dünyanın cazibesine kapılan ve hemen her alanda var olmak isteyen bir kısım muhafazakâr kadınların; helal-haram, mahrem-namahrem tanımaksızın doludizgin sürdürdükleri hayat tarzlarına meşruiyet arama sadedinde öne sürdükleri en popüler sloganlardan biri de “Hz. Hatice de tüccardı” söylemidir. Kadınların ticaret yapmalarında dolayısıyla Hz. Hatice’nin tüccar olmasında dinen bir sakınca yok tabi ki; … Devamını oku ““Hz. Hatice de tüccardı, Hz. Aişe de müftüydü, öğretmendi” vb. söylemlerin tahlili” »
Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim nazil olduğu günden itibaren hem dünyevi hem de uhrevi anlamda insanlığa rehberlik etmiştir. Tesis ettiği medeniyet sadece Müslümanları ihya etmekle kalmamış çoğu kere gayri Müslimleri de etkileyerek takdirlerini kazanmıştır. Allah kelamı olması hasebiyle Müslümanlar nazarında hem hayatlarını tanzim ettikleri bir nizam, hem ibadetlerini yerine getirdikleri kutsal bir metin ve hem de … Devamını oku ““ANLAMADIKTAN SONRA KUR’AN OKUMANIN BİR MANASI YOK” SÖYLEMİNİN TAHLİLİ” »
Kuran-ı Kerim’in harf inkılabı akabindeki çalkantılı serencamı hepimizin malumu. O sancılı sürecin ardından Yüce Kitabımızın aktif olarak yer aldığı en etkin mahallerden biri maalesef mezarlıklar oldu. Dirilerin ilgi alanından çıkıp ölülere hitap eden bir kitap haline geldi; öyle ki mezarlıklara ve ölülere özel Yasin cüzleri basılmaya başlandı. Aslında bu zımnen şu manaya geliyordu: “Ölülere ve … Devamını oku ““KURAN ÖLÜLERE OKUNMAK İÇİN GELMEDİ” SÖYLEMİNİN TAHLİLİ” »
Tesadüf ettiğimiz çağ, hayatımızı kolaylaştıracak birçok teknolojik gelişmeyi bizlere sunduğu gibi pek çok manevi bunalımı da beraberinde getirmiştir. Zira insana sınırsız bir özgürlük alanı açmayı hedefleyen modern dünyanın cazibesi, İslam’ın çizmiş olduğu sınırların dar görülmesine ve adeta yıkılması gereken bir duvar gibi telakki edilmesine sebep olmuştur. Hal böyle olunca ölümden sonraki hayatı önceleyen dini hükümlerin; … Devamını oku “Hîre hadisi bağlamında “Kadınlar mahremsiz yolculuğa çıkabilir” söyleminin tahlili” »
Osmanlı’nın ihtişamını kaybetmeye başlaması, batının ise teknik teknoloji ve sanayi alanında bir sıçrama yapmasıyla müslümanların neden geri kaldığı sorusu bir kısım düşünürlerin gündemlerinde yoğun bir yer tutmuştur. Kendilerince yaptıkları tahkikatta bir kısmı “din terakkiye manidir” diyerek faturayı dine keserken, bir kısmı biraz daha ihtiyatlı davranarak mevcut dini muhtevayı ve ilmi geleneği itham etmekle yetinmiştir. Neticede … Devamını oku ““MÜSLÜMANLAR MEHDİ-MESİH BEKLEDİĞİ İÇİN GERİ KALDI” SÖYLEMİNİN TAHLİLİ” »