Çocuklarımıza nasıl bir din eğitimi vermeliyiz noktasında zaman zaman sual edenler oluyor: Medrese mi, mektep mi, şu mu, bu mu?
Ben bu meseleye biraz farklı bir noktadan bakmak istiyorum. Çünkü nitelikli bir dini eğitim elbette çok önemlidir ama bizim ondan önce atladığımız daha önemli bir nokta var. O olmadan hangi eğitimi verilirse verilsin, hangi tahsil yapılırsa yapılsın pek bir anlamı olmuyor. O mühim nokta nedir?
Biliyorsunuz İslam’a girerken telaffuz ettiğimiz kelime-i tevhid iki bölümden oluşuyor. Önce “lâ ilâhe” diyerek bütün batıl ilahları ve ideolojileri reddediyoruz, sonra “illallah” diyerek hak olan Allah’ı ve onun nizamını kabul ve ikrar ediyoruz. İslam’a girerken böyle yaptığımız gibi yaşarken de bu duruşumuzu kaybetmememiz gerekiyor. Yani; ilhamını dinden ve sahih örften değil doğrudan doğruya “gayri Müslim milletleri taklitten” alan toplumumuzun kabullerini, rutinlerini, adetlerini reddedeceğiz. “Herkes böyle yapıyor, öyleyse orta yol, makul ve makbul davranış bu” anlayışından mutlaka vaz geçeceğiz.
İşte çocuklarımızı da küçük yaşlardan itibaren bu bilinçle yetiştirmemiz çok önemli: “Biz Müslümanız, bunu yapamayız ama şunu yapabiliriz” telkinleriyle “seçebilme” yani; hakkı ve batılı ayırt edebilme kabiliyeti ve refleksi oluşturmalıyız. Ta ki kalabalıkların peşinden sürüklenen güdük ve silik bir kişilik kazanmasın. Ancak bunu uzun bir sürece yayarak ilmik ilmik işlemeliyiz. Ve en önemlisi reddettiğimiz hiçbir şeyi alternatifsiz bırakmamaya özen göstermeliyiz. Yani çocuğun zihninde sadece yasaklayan bir ebeveyn portresi çizmeyip, reddettiğimiz her şeyin meşru bir muadilini de birlikte icra etmeye gayret etmeliyiz.
Bu şekilde Müslümanca bir şahsiyet oluşturamadıktan sonra ister medrese okusun ister mektep, ister hafız olsun isterse allame-i kül; hiçbir anlamı yok. İlmine muvafık bir “duruş” kazanamamış kişileri, Kur’an’ın “kitap yüklü eşek” diye vasıflandırdığını hepimiz biliyoruz. İnsan Müslümanca bir şahsiyet ve duruş kazandıktan sonra ilim, irfan, hafızlık, hocalık vs. bir artı değer ifade eder. Aksi halde sadece dünyevi bir etiket olmakla kalarak uhrevi bir yük halini alır.
Allah cümlemizi, çoluk çocuğumuzu bu duruma düşmekten muhafaza eylesin. İlim, amel, ihlas ve en önemlisi istikamet üzere daim eylesin… Amin…
Mesut Özbilir/Facebook
26 Ramazan 1444/17.04.2023